Mimar Sinan, Şehzade Cami'nin tamamlanacağı yıllarda Kanuni Sultan Süleyman'ın Haseki Hürrem'den doğan kızı ve Rüstem Paşa'nın hanımı Mihrimah Sultan için de Üsküdar İskele Cami'ni yapmıştır. İki türbe,medrese, sıbyan mektebi, imaret, hamam, kervansaray ve çeşme ile birlikte külliye olarak yapılan cami mermer kitabesine göre 1547'de yapımına başlanmış ve aynı yıl içerisinde tamamlanmıştır.
Günümüze cami, türbeler, medrese, çeşme ve hamam yapıları ayakta kalmıştır.Dikdörtgen plana sahip olan yapı, kesme küfeki taşından yapılmıştır. 10 m. çapındaki orta kubbe üç taraftan yarım kubbelerle çevrilidir.Yarım kubbeler köşelere doğru mukarnas dolgulu ikişer eksedra (çeyrek kubbe) ile genişletilmiş, mihrap yarım kubbesinin iki yanına küçük köşe kubbeleri yerleştirilmiştir.
Avlunun yerini tutmak üzere önünü, ince sütunlar ve kemerler üzerine düz meyilli çatı ve çıtalı ahşap tavanla saçakvari çeviren sundurma çıkıntı yaparak şadırvanı da içine almaktadır, fakat bunun saçağı sonradandır. Yapıldığı zaman deniz kıyısında olduğundan revaklı avlu düşünülmemiş çift son cemaat yeri, ortadan ileri çıkıntı yapan mermer şebekelerle çevrili şadırvanı ile üç taraftan manzaraya açılmıştır.
Kahire Kalesi'nde Mısır Valisi Hadım Süleyman Paşa'nın 1528'de yaptırdığı üç yarım kubbeli cami, şadırvan avlusu ile birlikte bundan yirmi yıl kadar daha eski olmakla beraber, ileri doğru çıkıntı yapan mihrap bölümü yarım kubbesi ve diğer yarım kubbelerin alçak tutulması yüzünden, basık, sıkıntılı bir etki uyandırır. Bu camii görmediği halde, Mimar Sinan, bu plan şemasını toparlayıp geliştirerek denge sağlamış, geniş ve ferah bir mekan elde etmiştir.Girişin sağında sekiz porfir sütuna oturan geometrik şebekeli korkuluklarla çevrili hünkar mahfili bugün müezzinlere ayrılmıştır.
Mihrabın yakınında vaaz kürsüsü ağaç işçiliğinin güzel eserlerinden olup geometrik geçmeler yer yer fildişi, sedef kakmalarla zenginleştirilmiştir. Bugün sağlık merkezi olarak kullanılan medresede, dikdörtgen biçimindeki revaklı avlunun üç tarafında medrese odaları, doğu tarafında dershane vardır, sadece revaklı olan giriş tarafının kapısı iki türbe arasından geçen bir yolla caminin sundurmasına bağlanır.
Avlunun yerini tutmak üzere önünü, ince sütunlar ve kemerler üzerine düz meyilli çatı ve çıtalı ahşap tavanla saçakvari çeviren sundurma çıkıntı yaparak şadırvanı da içine almaktadır, fakat bunun saçağı sonradandır. Yapıldığı zaman deniz kıyısında olduğundan revaklı avlu düşünülmemiş çift son cemaat yeri, ortadan ileri çıkıntı yapan mermer şebekelerle çevrili şadırvanı ile üç taraftan manzaraya açılmıştır.
Kahire Kalesi'nde Mısır Valisi Hadım Süleyman Paşa'nın 1528'de yaptırdığı üç yarım kubbeli cami, şadırvan avlusu ile birlikte bundan yirmi yıl kadar daha eski olmakla beraber, ileri doğru çıkıntı yapan mihrap bölümü yarım kubbesi ve diğer yarım kubbelerin alçak tutulması yüzünden, basık, sıkıntılı bir etki uyandırır. Bu camii görmediği halde, Mimar Sinan, bu plan şemasını toparlayıp geliştirerek denge sağlamış, geniş ve ferah bir mekan elde etmiştir.Girişin sağında sekiz porfir sütuna oturan geometrik şebekeli korkuluklarla çevrili hünkar mahfili bugün müezzinlere ayrılmıştır.
Mihrabın yakınında vaaz kürsüsü ağaç işçiliğinin güzel eserlerinden olup geometrik geçmeler yer yer fildişi, sedef kakmalarla zenginleştirilmiştir. Bugün sağlık merkezi olarak kullanılan medresede, dikdörtgen biçimindeki revaklı avlunun üç tarafında medrese odaları, doğu tarafında dershane vardır, sadece revaklı olan giriş tarafının kapısı iki türbe arasından geçen bir yolla caminin sundurmasına bağlanır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder